'Sağlık çalışanları hayat kurtardı.'
'Sağlık çalışanlarına teşekkür etti.'
'Sağlık çalışanları darp edildi.'
'Sağlık çalışanı öldürüldü.'
Bu tip haberlere bolca konu olan meslek sahibi, sağlık çalışanları.
En kıymetli mesleklerin başında sağlık sektörü geliyor
Son günlerde mücadeleleri ile haber küpürlerinde yer alanlar yine bir kısım sağlık çalışanları.
Antalya'da, Öz Sağlık-İş Sendikası'nın temsil ettiği bir avuç insan.
Neden bir avuç?
Ülkemizin ucube gerçeklerinden biri olan 4D statüsü ve bu statüde ezilen sağlık çalışanları.
Yani “4D çalışanı” demek, kamuda sürekli işçi kadrosunda görev yapan kişi demek.
Hani şu meşhur başarısız ve binlerce kişiyi mağdur eden taşeron yasası vardı ya...
Hükümetin en başarısız olduğu yasalardan birinin doğurduğu 4D mağdurları.
Bir süredir Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde görevli 4D'li sağlık çalışanlarının mücadelesini izliyoruz.
657 sayılı Kanun kapsamında 4/D statüsünde çalışan bu insanlar, toplu iş sözleşmesine tabi olarak görev yapıyor.
Toplu iş sözleşmesi hükümleri, hükümet ve yetkili sendikaların yürüttüğü müzakerelerle çalışanların özlük hakları ve zam oranları belirleniyor.
Diğer taraftan "Kamu Çerçeve Protokolü" denen, her iş kolu ve meslek grubunun sınıflandırmasını, çalışma şartlarını, özlük haklarını ve zam oranlarını belirleyerek emsal teşkil eden bir uygulama da var.
Gelelim bu insanları yollara döken, isyan etmelerini sağlayan gerçeklere.
Gelelim, "Sağlık çalışanları bizim kıymetlimiz" diyen, hatta demesi gereken anlayışın davranışına.
Bu anlayışın başındaki muhatap, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan.
Öz Sağlık-İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Savlı'nın açıklamalarına göre Rektör Özkan sendikaya randevu bile vermiyor, muhatap almıyor.
2024 Kasım ayında sona eren sözleşmeden bu yana, 2025 yılının dokuzuncu ayına girdiğimiz günde hala 4D'lilerin maaş zamları belirlemiyor.
Zam farkları enflasyon karşısında çöp oldu eridi, yönetimden kimse bu durumu iplemiyor.
4D'li çalışan; can kurtaran, hayat veren, insanların sağlık dertleriyle uğraşan, en önemlisi riskin altına elini koyan hemşirelerin yine aynı sektörde çalışan sekreterden daha az maaş almasını umursamıyor.
Sendika ile uzlaşıp anlaşma yerine, topu hakem heyetine bırakarak bir anlamda mecburiyetlere mahkum ediyor.
Bu kadar problemi çözmesi gereken Rektör Özlenen Özkan kim!
Sağlıkçılara en çok sahip çıkması gereken, özlük haklarını düzenlemesi, kayıplarını düzeltmesi gereken kişi.
Bu görmezden gelen tavrı ile yarın bir gün sağlıkçılara uygulanacak bir saldırıda sahiplenme içerikli açıklama yapması bile kendisinin inandırıcılığını sorgulatacak, popüler türde bir açıklama olarak anılacak.
Peki sendika ne istiyor!
İstekleri basit!
Muhatap alınıp randevu
verilmesi.
İsteklerinin not edilmesi, orta yol bulunması konusunda ılımlı hareket edilmesi.
Çalışanlar arasındaki statü, tecrübe ve görev risk gruplarına bakarak hak edişlerinin düzenlenmesi.
Yapılan müzakereler sonucunda herhangi bir kazanım elde edilemezse, Kamu Çerçeve Protokolü şartlarının yerine getirilmesi, sürecin hakem heyeti kararına mahkum edilmemesi.
Kendi iddialarına göre üst yönetimden habersiz biçimde hareket eden, mağduriyeti derinleştiren hastane yönetimine müdahale edilmesi.
Bu sorunu çözecek olan elbet Rektör Özlenen Özkan'dır. Sayın Özkan ise çözümü 'Hakem Heyetine' bırakıyor.
Zira sayın Özkan bu sorunu çözme ise...
Ülkemiz tarihinde, işçinin istediği şartlara yaklaşan zam oranını vermeyen hakem heyetinin vereceği karar, yüreklerde burukluk bırakacaktır.
Haksızlık hissiyatını artıracaktır.
Mesleğe olan sevgiyi azaltacaktır.
Motivasyonu düşürecek, itibarsızlık duygusu oluşturacaktır.
Hak dezelenmesini, zihinlerde artıracaktır.
Son sözüm de Öz Sağlık-İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Savlı ve yönetimine olsun.
Cesaretli adım atarak hak aramanız dikkat çekiyor.
Kamuoyu oluşturma çabanız, üyelerinize umut aşılıyor.
Hakkın verilmediği ülkemizde hakkınızı almanız, alamasanız bile bu çabanız, sizin başarınız sizin alın akınız.
Yolunuz açık olsun.
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.
Yorum Yazın
Facebook Yorum