Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından iki yılda bir, belirlenen tema etrafından düzenlenen Uluslararası Antalya Bienali (IADA) "Arada" teması 3-8 Kasım tarihlerinde Mimar Sinan Kongresi ve Pil Fabrikası'nda gerçekleşecek. Pil Fabrikası'nda yapılan Basın Gezisi'nde Bienal Başkanı Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler, Küratör Prof. Dr. Lale Özgenel ve Küratör Elvan Hazal Türkyılmaz Bilgiç basın toplantısı düzenlendi. Geziye akademisyenler, mimarlar ve öğrenciler katıldı.
HASAN ÇERÇİLER: “TÜRKİYE'DEKİ İLK VE TEK BİAENELİ”
Açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler yaptı. Başkan Çerçiler, "Mimarlık Odası Antalya Şubesi tarafından 2 yıldır bir tema üzerinde düzenlenen mimarlık ve kent gündemine dair bir tartışma ve paylaşım ortamını sunmaya hedefleyen Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali (İABA) 2025 yılı 3 Kasım'da hepinizle beraber beşinci kez düzenliyoruz. Türkiye'deki ilk ve tek mimarlık Bienali olma özelliği hala devam ediyor. İlkini 2011 yılında kesişmeler temasıyla, ikincisini 2013 yılında şablon, üçüncüsünü 2015 yılında geleceği düşünmek, dördüncüsünü 2017 yılında sürekli temalarıyla gerçekleştirmiştik. Ancak gerek COVID-19'un oluşması gerekse daha sonraki meydana gelen sosyal ve ekonomik sebeplerden dolayı bu bir sekteye uğramıştı. Ancak 8 yıl aradan sonra 2025 yılında bu buluşmayı, bu ritmin yeniden bulmayı amaçlayan bir anımsatma ve olana geçiş etkinliği olarak görüyorum. Bu anlamda beşincisi düzenlenecek olan etkinliğin ismindeki dört buçuk bu geçiş sürecini sembolize etmekteyiz. Dört buçuk aynı zamanda pandeminin küresel ve yerel ölçeklerdeki, gündelik yaşam pratiklerine getirdiği, bazıları kalıcı hale gelen değişiklikleri, farklı boyutlar kazanılan yeni düzenler, öncelikler arasındaki geçişe, yani bir çeşit arada olma, arada bulunma halini tasvir etmektedir. Hepinize katılımlarınız için teşekkür ediyorum" dedi.

CELAL ABDİ GÜZER: “ANTALYA’NIN KÜLTÜREL BELLEĞİNİ CANLANDIRIYORUZ”
Bienal Başkanı Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, "Değerli konuklar, sevgili mimar dostlar, bienal katılımcıları, değerli öğrenciler, hepiniz hoş geldiniz. Çok heyecanlıyız. Birden fazla nedenle bir tanesi böyle bir an paniğe kapıldığımız, acaba sürmeyecek mi diye bienal etkinliği devam ediyor. Hasan Başkan'ın söylediği gibi biz de bunu böyle kinayeli bir şekilde dört buçuk diye isimlendirdik. Dörtten kaldığımız yerden devam ediyoruz anlamında. Ve hakikaten çok değerli, önemli bir etkinlik sadece mimar için değil, kesiştiği sanat alanı, felsefe alanı, tarih alanı, eğitim alanı, birçok böyle dirsek temas içinde olduğumuz disiplinlerle birlikte yaptığımız bir etkinlik bu. Elbette ilk ve tek etkinlik olması da bu sürdürülebildiği çok değerli ve önemli kılıyor. Bu açıdan yeniden başlamanın heyecanı var, bu bir. İkincisi galiba içinde olduğumuz mekan, çok özel ve heyecan verici bir mekan. Burasını da kazanma yolunda bir Antalya'nın kültürel mirası, mimarlığın kültürel mirası, değeri olan bir yapıyı, kent belleği olan, hafızası olan bir mekanı, acaba yeniden bir kültür merkezi olarak kazanabilir miyiz çabasının da itici gücü olacak bu bir yerler diye düşünüyoruz. Bu nedenle de son derece heyecan verici. Elbette üçüncü önemli neden de bu bir araya gelen, sinerjiyle birleştiren insanların paylaştığı heyecan. Burada öğrenci işlerinden, deneysel işlerden, ondan sonra bireysel sergilerden, sadece burası için düzenlenmiş sergilerden, analiyenel sergisine kadar pek çok sergi bir arada görüyoruz. Bunun her biri, katılımcıların kendi durduğu yerden bu temaya nasıl yaklaştığını ve nasıl yorumladığını aslında temsil ediyor ve burada müthiş bir zenginlik var. Aylardır, belki bir yıla yakın zamandır işin içinde olmamıza rağmen şu salona girdiğimizde hala çok heyecanlandık. Böyle bir gururla izledik" diye konuştu.
"ÇOK EMEK VE ÇABA SERGİLENDİ"
Bienal için müthiş bir emek ve çaba sergilendiğini belirten Başkan Güzer, "Elbette bütün bu tür etkinlikler gibi, bu etkinliklerde burada oturan birtakım insanlar var. Bunlar genellikle son sözü söyleyen yüzü oluyor bienalin ama arka planda müthiş bir emek ve çaba var. Onlar bu bir yerlerin görünmez yüzleri. Bir kere Antalya dışında, Meksika'dan İngiltere'ye, İran'dan, ondan sonra İstanbul'a, Türkiye'nin her yerinden hemen hemen katılımcı olan, aylardır iletişim içinde olan insanlar işlerini toparlayıp geliyorlar. Ve burada bir araya geliyorlar ve o parça parça oluşan birikimin bir anda bir yerde toparlanmasında müthiş bir heyecan yaratıyor doğrusu. Ama dediğim gibi burada büyük pay aslında öncelikle katılımcılarla tabii. Çok güzel eserler, arka planda düşünceler veriliyorlar. İkincisi de bunları görünür kılan bir çalışma ekibi var. Dün gece geç saatlere kadar çalışan gençler var. Ben bir kere hepsine ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum bu emek ve çabalarından ötürü. Üçüncüsü de şeyi çok önemsiyoruz. Bienaller belli bir süre içinde kendilerini halka açmakla beraber, göreceği çıkmakla beraber öncesinde ve sonrasında da öncü ve artıcı dalgalarıyla etkili oluyorlar. Umarım bu bienalde sadece bu salonlarda değil, sonrasında yaratacağı etki ve tartışmayla da mimarlık ortamına ve dirsek teması içinde olduğu diğer alanlara çok boyutlu, çok girdiri katkılar sağlayacak" dedi.

LALE ÖZGENEL: “KRİZLERİN ARASINDA YENİ BİR DÜŞÜNCE ALANI”
Küratör Prof. Dr. Lale Özgenel, "Eserlerine katkı koyan sanatçılara ve mimarlara, sergileri oluşturan tüm ekiplere çok teşekkür ederim. Serginin küratörlerinden biri olarak, belki biraz tema hakkında bilgi verebilirim diye düşündüm. Temasını belirlerken, bu bienalin içinden geçmekte olduğumuz döneminden ilham aldık. Krizlerle, gerek beşeri alanına gerekse mimarlık ve kentleşme alanına pek çok krizlerle sınandığımız bir dönemden geçmekte olduğumuzla yüzleştiğimizde, bütün bu yüzleşmeleri kapsayacak bir temanın doğru olabileceğini düşündüm. Dolayısıyla pek çok gerilim ve zıtlığın bir arada yaşandığı bu dönemde arada temasının, bu tür tartışmalara, zıtlıklara, zıtlıkların içinde bir uzlaşma arayışına, zıtlıklarla karşılıklarla birlikte yeni ilişkiler keşfetme, yeni varoluş biçimleri aramaya zemin hazırlayan bir tema olarak tercih ettik. Gerek farklı disiplinlerden, gerekse mimarlık, planlama ve sanat disiplinlerini oluşturan, zengin bir arka plan sunan bir tema olarak yorumladık. Gerek afetler, gerek göç, gıda, sağlık, kentleşme, aklınıza gelebilecek her türlü konu başlığı, arada temasıyla son derece iyi örtüşüyor içinde yaşadığımız şu dönemde. Geriye ileriye bakmak, doğu ve batı arasında olmak, küresel bir yan arasında olmak, mekanın içinde ve dışında olmak gibi pek çok zıtlık gibi gördüğümüz durum içinde yeni varoluş biçimleri, yeni imali düşünceler, planlama anlayışları neden olabilir? Sanat buna nasıl bir tepki verebilir? Düşünce evrenimizi nasıl zenginleştirebiliriz? Bu arada temasıyla bunun arayışında olduk. Ve gerek ulusal, gerek uluslararası ana sergi teması çerçevesinde davet ettiğimiz mimarlarda şu anda fabrika yapımızın içinde göreceğiniz özel bir merak odası olarak konseptini de ayrıca belirlediğimiz sergide neler düşündüklerini, kendi mimar duruşları, kendi mimar pratikleri ve felsefeleri doğrultusunda yansıttılar. Dolayısıyla zengin bir içerik sunduğunu düşünüyoruz merak odalarının. Tabi fabrika binasının kendisi çok büyük ve şekilli bir merak odası. Pek çok mekandan oluşan, sadece bana mekan değil, o mekandan açılan pek çok diğer mekandan oluşan, başlı başına çok büyük bir merak odası. Bunu da sergiye bir şekilde dahil etmek amacından test odasını da biz kendimiz küratör olarak, bir merak odası olarak yorumladık. Onu da ziyaret etmenizi rica ediyoruz" diye konuştu.
ELVAN HAZAL TÜRKYILMAZ BİLGİÇ: “BİR YILLIK HAYAL GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ”
Küratör Elvan Hazal Türkyılmaz Bilgiç, "Bu tür etkinlikler, üretimler izleyicisiyle anlam kazanıyor, izleyicisiyle değerini buluyor. O nedenle tekrar hepiniz hoş geldiniz. İkinci büyük teşekkürüm, tabi sergileriyle, düşünsel üretimleriyle bu bienalin hayata geçmesini sağlayan değerli mimarlar, sanatçılar, akademisyenler, sizlerle birlikte bu bienali gerçekleştirme fırsatı bulduk. Tabi ki Antalya Mimarlar Odası, mimarlık disiplini adına böylesine büyük bir etkinliğe, ev sahipliği yaptığı için en büyük teşekkürlerden bir tanesi de Mimarlar Odası Antalya Şubesi'ne. Yaklaşık bir yıla aşkın süredir, Abdi Hocam'ın dediği gibi aslında bu masada görünen dört kişinin arkasında çok daha büyük bir ekiple çalışıyoruz. Mimarlar Odası Gençlik Konseyi, gönüllü öğrencilerimiz, herkes büyük bir özveriyle çalıştı. Biz bu yolların arasında o fabrika ana binasına ulaştığımız gün aslında dün gibi. O nedenle bugün bizim için hem heyecanlı, gurur verici hem de duygusal bir gün. Bir yıl önce kurduğumuz bir hayali bugün kanlı canlı görmek gerçekten hepimiz için çok gurur verici. Biz hep arada temasını kendi aramızda tartışırken belirsizliklerin içinde olan bir üretim zemini, verimli bir alan olarak düşünmüştük. Gerçekten bugün geldiğimiz noktada çok sesli üretkenliği görebiliyoruz" dedi.






























Yorum Yazın