Açıklamada şu ifadelere yer verildi : “Dünya genelinde her yıl 400 milyon tondan fazla plastik üretiliyor ve bunun yaklaşık %40'ı tek kullanımlık ürünlerden oluşuyor. Bu devasa plastik yığını, ne yazık ki uygun şekilde toplanıp geri dönüştürülemeden doğaya karışıyor. En acımasız yüzünü ise deniz ekosistemlerinde gösteriyor.
Akdeniz'in incisi Antalya'mızda, plastik atıklar sadece çevresel bir tehdit değil, aynı zamanda halk sağlığı, balıkçılığı, turizmi ve deniz canlılarının yaşamını derinden sarsan bir felaket. Mikroplastikler, balıkların ve deniz kuşlarının midesini dolduruyor, besin zinciriyle sofralarımıza, hatta kanımıza kadar ulaşıyor. Bu sessiz zehir, geleceğimizi tehdit ediyor.
Denizlerimiz Kan Ağlıyor: Felaketin Boyutları
- Her yıl 11 milyon tondan fazla plastik atık denizlere karışıyor. Bu, her dakika bir kamyon dolusu plastiğin okyanuslara dökülmesi demek!
- Deniz kaplumbağaları, yunuslar, balinalar, deniz kuşları ve sayısız deniz canlısı, bu atıkları yiyecek sanarak yutuyor ya da onlara dolanarak can çekişerek ölüyor.
- Mikroplastikler, deniz suyunda çözülerek ekosistemi geri dönülemez şekilde zehirliyor.
- Bir plastik parçasının doğada yok olması yüzlerce yılı buluyor, bu süreçte çevreye toksik kimyasallar yaymaya devam ediyor. Düşünün, bir plastik şişe 450 yıldan daha uzun süre doğayı kirletiyor.
Acil Eylem Çağrısı: Çözüm Bizim Ellerimizde!
Bu yıkımı durdurmak ve denizlerimizi kurtarmak için somut adımlar atmak zorundayız:
- Tek Kullanımlık Plastiklere Tamamen Yasaklanmalıdır: Sahil şeritleri başta olmak üzere, turizm tesislerinde, parklarda ve tüm kamuya açık alanlarda tek kullanımlık poşet, pipet, tabak, çatal, balon gibi plastiklerin kullanımı derhal ve kesinlikle yasaklanmalıdır. Alternatifler zorunlu hale getirilmelidir.
- Sürdürülebilir Alternatifler Teşvik Edilmelidir: Biyoçözünür, yeniden kullanılabilir ve doğa dostu ürünlerin üretimi ve tüketimi yaygınlaştırılmalı, yerel üreticiler bu dönüşümde desteklenmelidir.
- Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Zorunlu Hale Getirilmeldir: Kaynağında ayrıştırma, etkin toplama ve modern, denetimli geri dönüşüm sistemleri zorunlu hale getirilmelidir.
- Kesintisiz Deniz Temizliği ve İzleme Gerçekleştirilmelidir: Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle güçlü iş birlikleriyle deniz kirliliği sürekli izlenmeli; kıyı ve deniz temizliği çalışmaları kalıcı, düzenli ve kapsamlı bir şekilde yürütülmelidir.
- Yaygın Eğitim ve Farkındalık Seferberliği Programı Oluşturulmaldır: Genç yaşlı demeden çevre bilinci ve sorumluluğu, temel bir değer olarak işlenmeli; plastik kirliliğinin korkunç sonuçları geniş çaplı kampanyalarla anlatılmalıdır.
- Turizmde Yeşil Dönüşüm Zorunlu Hale Gelmelidir: Mavi Bayrak gibi sertifikasyon programları, plastik kullanımını sıfırlayan, sürdürülebilir turizm uygulamalarını destekleyen daha katı kriterler içermelidir.
- Yasal ve Mali Düzenlemelerle Sorumluluk Yeniden Planlanmalıdır: Plastik üreticilerinin çevreye verdikleri zarardan doğrudan sorumlu tutulması sağlanmalı; "kirleten öder" ilkesi çerçevesinde çevreye zarar veren ürünlerden yüksek oranlı ek çevre vergileri alınmalıdır.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak; her bireyin, her kurumun ve her karar vericinin doğaya karşı sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, plastik kirliliğine karşı daha güçlü ve kararlı adımlar atılmasını talep ediyoruz.
Unutmayalım: Bir plastik parçası, bir ekosistemin sonu olabilir.
Yaşanabilir bir gelecek için doğayla uyumlu, adil ve sürdürülebilir politikalar istiyoruz!
Antalya’nın mavisini yaşatmak bizim elimizde…
Yorum Yazın