Geçen yıl Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'e, Antalya Altın Portakal Film Festivali basın toplantısında demiştim ki...
Şehrin üç girişi var!
Şehre gelen insanlar şehirde bir festival olduğunun farkında değiller.
Antalya'yı Altın Portakal Film Festivali havasına sokacak bir süsleme yapacak mısınız?
Muhittin Böcek cevap verdi.
"Göreceksin!"
Bir şey gördüm mü?
Tabi ki heykellerimizin dışında, bazı köprülü kavşaklarda, bazı bilboardlarda festivalin olduğunu anlatan afişler, tasarımlar gördüm.
Oysa benim bahsettiğim şehrin karnavala dönüşmesi, şehrin üç girişine Altın Portakal temalı özel tag yapılması, baktığın her noktada festivali anlatan süsleme ve temaların, şovların olmasıydı.
Aynı soruyu bu kez Başkan vekili Av. Büşra Özdemir'e sordum.
Aldığım cevap çokta farklı değildi, bir farklı yanı, "Bu talebinizi not ediyoruz" şeklindeydi.
Anlaşılan not etmemişler, şehirde yine festival coşkusunu anlatan süslemeler yok.
Brandaya basılmış görseller, biraz megalight veya bilboard.
Hadi Antalya'da yaşayanlar az çok biliyor festivali.
Şehre gelenler bilmiyor neyin nerede yaşandığını.
Seneye yine soracağım bu soruyu.
Amacım şehrin festivalinin festival havasında yaşaması.
Festival sadece festival alanlarında yaşanmamalı.
Festival, vatandaş kafasını her kaldırdığında, "Haydi filme gidelim, haydi etkinliğe katılalım" hatırlatmasını yaşatmalı.
Gelelim festival açılışına.
Sahne gerçekten janjanlı, dev ekranlarda görsel şölen heyecanlı.
Sanatçıların zihni dolmuş, kürsüye gelen, 'Yasakçı zihniyet, savaşçı anlayış' söylemi ile içindeki küskünlüğü döker hale gelmiş.
Bir festivalde sanatçılar artık haksızlıklara isyan ediyorsa, o ülkede oturup düşünülmesi gerekenler birikmiş demektir.
Savaşlara ve ölümlere nefret kusuyorsa, dünyada yanlışlar çoğalmış demektir.
Dönelim festival açılış gününe.
Festivalin açılış programına katılmak için gittiğimde bir yasak da beni karşıladı.
Festival canlı yayını başladığı için salona davetiyeli-davetiyesiz kimsenin alınmayacağını görevli söyleyince şaşırdım.
Bir başka davetli ise 'Sadece 6 dakika gecikme nedeniyle mi giremeyeceğim' diyerek sitemini sıralamıştı.
Elbet görevli talimatları yerine getiriyor ancak bu talimat gerçekten de iç acıtıyor.
Canlı yayına nasıl engel olabilir bir davetli.
Kameranın önüne mi geçer endişesi?
Bu mümkün değil, kameralar ona göre konumlanıyor.
Gelenler en arkadaki boş alana geçiyor.
Hani yasakçı zihniyet diyoruz ya...
Davetiye gönderdiğini içeri almamakta neyin nesi.
Düşünüyorum da...
Bu ülkede kraldan çok kralcı var.
Yasak yerine, davetlini tedbirli şekilde alana sevk etmek yok.
Eksik şehir süslemesiyle,
Sahnedeki isyanlarıyla,
Canlı yayın firmasının yasak kararıyla,
Yağmur yağınca akan giriş-çıkış koridoruyla,
Her şeye rağmen bu festival bizim, bu festival şehrimizin.
Tek dileğim...
Her şeyin çok güzel olması.
Tek dileğim, halkın ağzında 'Kalkın, Altın Portakal geliyor.' havasının yaşanması.
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.






















Yorum Yazın
Facebook Yorum