‘Hukuk bir gün herkese lazım olacak’
GÜNDEMYeni Adli yılın ilk gününde yapılan törende konuşan Antalya Barosu Başkanı Av. Ali Çağdaş Bozaner, “Antalya Barosu suskunluğun değil, hukukun ve cesaretin kalesidir. 1926’da kurulan Baromuzun 100’üncü yılına yaklaşırken, bir asırlık mücadele geleneğimiz ve tarih bilincimiz hukukun bir gün herkese lazım olacağını göstermektedir”dedi.
Yargıda görev yapan hakimler, savcılar ve avukatlar açısından yeni adli yıla hazırlanma süreci olan adli tatil süreci, bu yıl 20 Temmuz’da başlamıştı. Mahkemelerde görev yapan binlerce yargı mensubunu ilgilendiren adli tatil dün itibarıyla sona erdi. Yargı camiası, bugün itibarıyla mesaiye başladı. Antalya Barosuna bağlı avukatlar Antalya Adliyesi önünde 2025-2026 Adli Yılı başlangıcı münasebetiyle çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulundu ve yeni adli yıla ilişkin temennilerde bulundu.
BARO Başkanı Av. Ali Çağdaş Bozaner açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün 2025-2026 Adli Yılının ilk günündeyiz. Her geçen adli yılda ülkemizde ve yargıda; insan hakları ve hukuk devleti anlamında gelişmeler görmeyi beklerken, maalesef hukuk düzenimiz her seferinde daha derin yaralar almaya devam etmektedir. Türkiye’de hukuk, bir adalet aracı olmaktan uzaklaştırılmaya, siyasi çıkarların ve güç odaklarının bir sopası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda toplumun her kesiminden endişe ve şüpheler yükselmektedir. Hal böyle ki hukuksuzluk kural, hukukun işlemesi istisna noktasına gelmiştir.
Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak, Barolara yasayla verilmiş asli görevler arasındadır. İşte bu ortamda sessizliği yırtarak yaşanan her türlü hukuksuzluğa karşı söylediğimiz tüm sözler, yaptığımız her eylem, aslında bizlerin kanunda düzenlenen görev ve sorumluluklarımızın yerine getirilmesi anlamını taşımaktadır. Buna karşı Barolara yönelik baskılar sürerken, avukatların dosyanın tarafı gibi görülüp uğradığı fiziki ve psikolojik saldırıların yanında özellikle son zamanlarda ülkemizde avukatlar sadece görevlerini yerine getirdiği için tutuklanabilmektedir. Bu anlamda meslektaşlarımıza yönelen baskı ve tutuklamalar artık mesleğin ifasını imkansız kılacak boyutta sistematik hale getirilmiş bulunmaktadır. Avukatlık mesleğinin özünü oluşturan faaliyetler soruşturulmakta ve kovuşturulmakta, çağdaş ülkelerin hiçbirisinde görülmeyen baskı ve tutuklama biçimleri mesleğimizin varoluş zeminini ortadan kaldırmaktadır. İddia, savunma ve hüküm sentezi çerçevesinde ortaya çıkacak adalet, yargının en önemli sacayaklarından olan savunmanın kendisine karşı da işlevsizleştirilmekte, özünden uzaklaştırılmakta ve bir bütün olarak ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
Bilinmelidir ki; “Bu Kentin Bir Barosu Var” söylemiyle bir Cumhuriyet kurumu olan Antalya Barosu hukuksuzluğun her türlüsüne karşı dimdik durmaktadır. Avukatların ekonomik ve özlük hakları için tüm imkanları zorlamakta, yeni fiziki alanlar hayata geçirmekte, mesleğimizin manevi ve maddi yönünü güçlendirmek adına çalışmalar yürütmekte, zor günleri dayanışma ve yardımlaşma ile atlatma konusunda tüm gayreti göstermektedir. Bir yandan mesleğin icrası sırasında karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmak için uğraşırken bir yandan ülkeye dair sözünü kararlılıkla ifade etmekte ve kentteki tüm meselelere ilişkin başat bir sorumluluk üstlenmektedir.
Antalya Barosu suskunluğun değil, hukukun ve cesaretin kalesidir. 1926’da kurulan Baromuzun 100’üncü yılına yaklaşırken, bir asırlık mücadele geleneğimiz ve tarih bilincimiz hukukun bir gün herkese lazım olacağını göstermektedir. Yargının kurucu unsurlarının hukukun ve vicdanlarının sesini dinlediği, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının yeniden tesis edildiği, tüm kurum ve şahıslar nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bağlayıcı görüldüğü, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının egemen; liyakatin ve şeffaflığın hâkim kılındığı ve her yurttaşın adil yargılanma hakkına eriştiği bir adli yıl olmasını dileriz”
İlginizi Çekebilir