© Adalya Medya 2021

‘Bu faizlerle iş yapmak mümkün değil’

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, faizlerin yüksekliğine dikkat çekerek, “Bu faizlerle iş yapmak mümkün değil. Biz tüketim için değil, üretim için finansmana erişmek istiyoruz. Bize bir yol açılması gerekiyor, nakde sıkışmış durumdayız” diye tepki gösterdi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mayıs ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında gerçekleştirildi. ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman , kent ve ülke gündemi ile ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz aydan bu yana ekonomik gelişmelerde bir değişme olmadığına işaret eden Hacısüleyman, faizlerin yüksekliğine dikkat çekerek, “Bu faizlerle iş yapmak mümkün değil. Biz tüketim için değil, üretim için finansmana erişmek istiyoruz. Bize bir yol açılması gerekiyor, nakde sıkışmış durumdayız. İşletmelerimizin ticari faaliyetlerini yürütebilmesi için üretebilmesi, satabilmesi ve nakde erişiminin olması lazım. Bu 3 ayak olmadığı sürece zaten kâr etme şansımız yok. Kâr etmeyen bir üretim merkezi, işletme ayakta duramaz. Sonuçta kâr edersek ondan sonraki aylarımızı ve yıllarımızı düzenleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“ÖNÜMÜZÜ GÖREBİLİRSEK 50 MİLYAR DOLARI YERİNE KOYABİLİRİZ”

Daha önce Merkez Bankası’ndan çıkan 50 milyar dolardan bahsettiğini hatırlatan Hacısüleyman, “50 milyar dolar gibi bir çıkış söz konusu. Diyeceksiniz ki, Merkez Bankası bu dolarları neden biriktirdi? Böyle günler olabilir diye biriktirdi. 50 milyar dolar çıkmış olabilir ama ülkemizin bunu tekrar yerine koyma kabiliyeti de var. Neyle? Eğer önünü görebilirse. Bizler hepimiz önümüzü görebilirsek, bu parayı yerine koyacak önlemleri alıp üretimi sağlayabilirsek, o zaman ihracatı da yaparız, tüketim mallarına olan talebi de geliştirebiliriz” dedi.

“HANGİ ENFLASYON RAKAMINA İNANACAĞIMIZI BİLMİYORUZ”

Türkiye’nin uzun zamandır enflasyonla boğuştuğuna dikkat çeken Hacısüleyman, şöyle konuştu:

“Herhalde dünyada bizim kadar uzun süre enflasyonla mücadele eden başka bir ülke yoktur. Ben hatırlamıyorum. İki yıldır enflasyonla uğraşıyoruz ama bir türlü düşüremiyoruz. Üstelik 3 farklı enflasyon rakamı var. Hangisine inanacağımızı bilemiyoruz ve kendimizden şüphe etmeye başlıyoruz. Öyle bir rakam var ki, piyasaya çıktığımızda gördüğümüz pahalılıkla örtüşmüyor. Bu rakam çok düşük gerçekte pahalılık çok fazla diyoruz. O zaman bu neyin oranı? diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Bu durum gerçekten üzücü. Dışarıya karşı iç üretimimizi artırmamız, ihracat yapabilmemiz lazım. Hiçbirimiz paramız olsun da çok para harcayalım demiyoruz. Amacımız bu değil. Amacımız üretmek ve tüketirken de dikkatli olmak. Hiçbirimiz, gelişigüzel bir harcama yapmıyoruz. Ticaret insanlarına verilecek bir takviye ya da finansmana erişim konusunda açılacak yol, asla yanlış yerlere gitmeyecek. Doğru kaynaklara gidecek ve doğru ihtiyaçlara kullanılacaktır."

“KÜRESEL TİCARETTE VERGİ ARTIŞI, TURİZMİMİZİ OLUMSUZ ETKİLER”

ABD Başkanı Donald Trump’un politikalarına da değinen Hacısüleyman, Çin ve Amerika arasında yaşanan vergi uygulamalarındaki değişikliğe dikkat çekti. Küresel ticarette her türlü vergi artışının ticareti olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Hacısüleyman, “Ticaret azalırsa ülkelerin büyüme oranları düşer. Büyüme oranlarında bizim açımızdan önemli olan bir sektörün ülkeleri de var. Küresel ticarette vergi artışları olursa Avrupa bölgesi bundan etkilenecek ve Avrupa ülkelerinin büyümesinde azalma olacak. Azalma olunca bize gelen turizm hareketi olumsuz etkilenebiliyor. O nedenle Amerika ve Çin bizden çok uzak, bizi etkilemez diye düşünmeyelim” dedi.

“UMUDUMUZ DEVAM EDİYOR”

Mayıs ayı sonuna kadar Ukrayna ve Rusya arasında kalıcı bir ateşkes anlaşması olursa bunun turizmi olumlu yönde etkileyeceğini daha önce söylediğini hatırlatan Hacısüleyman, “Ayın sonuna hâlâ günler var ve bu konudaki görüşmeler devam ediyor. Neden Mayıs ayının sonuna kadar dedim? Çünkü, Rusya'da okul tatilleri 1 Haziran’da başlar. Ondan sonra da tatil planları yapılır. Dolayısıyla bu konudaki umudumuz sadece insanlık anlamında değil, aynı zamanda sektörel anlamda” diye konuştu.

“TURİZMLE İLGİLİ KARAR ALINIRKEN, ORTAK AKILLA HAREKET EDİLMELİ”

Turizmin, Antalya’nın ana lokomotiflerinden biri olduğunu vurgulayan Hacısüleyman, şunları dile getirdi:

“Birçok sektörümüz, turizm hareketinin bir paydaşı olarak işini yürütmekte. Devletimizin bakanlıkları, bürokrasisi turizmi etkileyebilecek herhangi bir karar alırken muhakkak ortak akılla hareket etmeli. 19 Nisan’da, Sağlık Bakanlığımız bir yönetmelik yayımladı. Bu yönetmeliğin 37. maddesinde ‘Konaklama sektöründe 500 yatağın üzerinde olan işletmeler tam zamanlı bir doktor bulundurmak zorunda’ deniyor. ‘Tam zamanlı’ ifadesi, başka bir yerde çalışamayacağı anlamına geliyor. Antalya’da 500 yatak üzerinde kapasiteye sahip 670 tesisimiz bulunuyor. Antalya’da toplam 7 bin 700 doktor görev yapıyor. Doktorların yüzde 10’unu hastanelerden çekip otellere koyacağız. Zaten sağlık sistemi içerisinde herkesin şikâyetçi olduğu konuların başında, hekimlerin hastaya ayırdığı sürenin çok az olduğu geliyor. Hekimlerimiz de bu konuda serzenişte. Bütün bunları yaşarken, Sağlık Bakanlığımız böyle bir yönetmelik maddesi koydu. Herhalde bunu düzelteceklerdir diye bekliyorum ama 1 aydır düzeltme yapılmadı. Turizmle ilgili bir karar alınırken, öznesi insan olduğu için insanı nasıl etkileyeceğine de dikkat edilmeli.”

“FİLİSTİN’DEKİ ZULME SESSİZ KALINMAMALI”

Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmış olmasının kendilerini ayrıca mutlu ettiğini de belirten Hacısüleyman, “Çünkü, Türkiye olarak komşu ülkemizde bütün sektörlerimiz için bir alan var. Suriye, Ukrayna, Rusya deyince son günlerde haberlerde bile artık yer almamaya başlayan Filistin halkının uğradığı zulümden de bahsetmek gerekir. Dünya neredeyse gözünü kapatmış, hiçbirini ilgilendirmiyor vaziyette. Orada yaşayan kadınların, çocukların uğradığı zulmün haddi hesabı yok. Buradan, ATSO olarak Filistinli kardeşlerimizin uğradığı bu haksızlıklar ve zulümlere sessiz kalmamayı öneriyoruz. Orada izlenen politikanın bütün dünyaca takip edilmesi ve insan haklarına tamamen aykırı olan uygulamaların artık son bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

COĞRAFİ İŞARETE DEĞİNDİ

ATSO çalışmalarından da bahsederek coğrafi işaret konusuna değinen Hacısüleyman, “Avrupa Birliği nezdinde Türkiye’nin tescil ettirdiği 31 ürün var. Fransa’nın 880 tane, İtalya’nın 720 tane var. Sesimizi yükseltince sarma, cacık, hibeş, şakşuka o bizim, bu bizim diyoruz. Nerede tescili?” diye sordu. “Bu konuda tembel olduğumuzu görüyorum” diyen Hacısüleyman, coğrafi işaretin Türkiye turizminin geleceği ile de ilgili olduğunu söyledi.

“ANTALYA NÜFUSU YAŞLANIYOR”

Antalya’nın toplam nüfusunun Türkiye nüfusuna oranla yüzde 3.17’ye denk geldiğini belirten Hacısüleyman, 15-24 yaş arasındaki nüfusun yüzde 2.92, 50-64 yaş arasındaki nüfusun yüzde 3.45, 65 yaş üzerinin de yüzde 3.23 olduğunu söyledi. Yüzde 3.17 içindeki genç nüfusun çok az olduğunu söyleyen Hacısüleyman, “50 yaş ve üzeri yüzde 3.17’ye çıkartıyor. Yani Antalya nüfusu yaşlanıyor. Emekli olup ‘Antalya’da yaşayalım’ diyenlerin sayısı gittikçe artıyor” şeklinde konuştu. 15-24 yaş arası gençlerin işgücüne katılım oranının yüzde 40 civarında olduğunu da dile getiren Hacısüleyman, eğitim konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER