‘Afet öncesine yatırım yapılmalı’
GÜNDEMJeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Mustafa Karancı, Birleşmiş Milletler’in, 13 Ekim’i “Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü” ilan ettiğini hatırlatarak, “Afetlerin Sonrasına Değil, Öncesine Yatırım Yapmalıyız. Diri fay araştırmaları, heyelan, çökme, kaya düşmesi ve yeraltı suyu riski gibi jeolojik kökenli afetler için özel bütçe ayrılmalıdır” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Mustafa Karancı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “ Birleşmiş Milletler, 13 Ekim’i “Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü” ilan etti. Bu yılın temasını“Afetlere değil, dirençliliğe yatırım yap!” olarak belirledi. Bence çok anlamlı çünkü dünya artık afetlerle değil, afetlerin bedeliyle yüzleşiyor. 2025 Afet Risklerini Azaltma Küresel Raporu’na göre afetlerin dolaylı ve ekosistem etkileriyle birlikte maliyeti 2,3 trilyon dolar.
Ama buna rağmen kamu bütçelerinin %1’inden azı afet risklerini azaltmaya ayrılıyor. Yani, afetleri önlemek yerine enkaz kaldırmaya, yeniden yapmaya para harcıyoruz.
Türkiye, jeolojik yapısı, yanlış yer seçimleri, dayanıksız yapı stoğu ve düşük farkındalık nedeniyle adeta bir “Afet Ülkesi” haline geldi.
Yıllardır afet kayıpları milli gelirin %3’ü düzeyindeydi, ancak 6 Şubat 2023 depremleri, ardından gelen kuraklık, yangın, sel ve tarımsal don olaylarıyla bu oran artık çok daha yukarıda.
Sadece Kahramanmaraş depremlerinde 150 milyar doların üzerinde bir kayıp yaşandı.
Ne yazık ki ülkemizde de afetleri önlemek için değil, afet sonrası yaraları sarmak için bütçe ayrılıyor. 6 Şubat depremlerinden sonra kurulan Afet Yeniden İmar Fonu hâlâ etkin kullanılmıyor. Oysa bu fon, bina yapmak ya da altyapı onarmak için değil; riskleri azaltmak, güvenli şehirler kurmak için kullanılmalıydı.
Antalya, doğal güzellikleri kadar afet riskleriyle de dikkat çeken bir şehir.
Orman yangınları, sel riski taşıyan dereleri, diri faylara yakın yerleşimleri, zayıf zemin üzerine yeterince mühendislik hizmeti almadan yapılmış eski yapılarıyla hassas bir bölge.
Bu şehirde olası bir afetin sonuçlarını azaltmanın tek yolu, bilim temelli planlama ve jeolojik risklerin dikkate alınmasıdır.
Biz diyoruz ki:
Diri fay araştırmaları, heyelan, çökme, kaya düşmesi ve yeraltı suyu riski gibi jeolojik kökenli afetler için özel bütçe ayrılmalıdır.
Afet Risk Azaltma Fonu hızla işler hale getirilmelidir.
Antalya’da, özellikle batı ilçelerimiz başta olmak üzere tüm yerleşim alanlarında mikrobölgeleme ve risk haritaları tamamlanmalıdır.
Kamu ve özel sektör yatırımları, “risk bilinciyle” planlanmalıdır.
Atalarımızın dediği gibi: “Önceden yelken açan, fırtınadan korkmaz.”
Eğer korkuyorsak, bu fırtınanın büyüklüğünden değil; hazırlığımızın eksikliğinden, bilgisizliğimizden ve doğru yönlendirilemeyen bir gemiden kaynaklanıyordur.
Artık yönümüzü bilime, planlamaya ve dayanıklılığa çevirmeliyiz.
İlginizi Çekebilir